Lösemiyi yenen genç, kanserle mücadele eden çocuklara umut oluyor
Suat Sualp Gülfidan, 2015'te sürekli tekrarlayan boğaz şişliği üzerine bir yıl süren antibiyotik tedavisi gördü. Kan değerlerindeki değişikliklerin fark edilmesiyle yapılan tetkikler sonucu lösemi teşhisi konulan Gülfidan, hastanede tedavi altına alındı.
Kanser hücreleri kanının yüzde 95'ini saran Gülfidan, 3 yıl kemoterapi aldı, 2 yıl da evde tedavi gördü. Gülfidan, 5 yılı bulan kanserle savaşını kazarak 2020'de hastalığı yendi.
Hastanede tedavi gördüğü sırada farklı tür kanserlerle savaşan 7 arkadaşını kaybeden Gülfidan, arkadaşlarının anısını yaşatmak ve tedavi sürecinde kendisine moral vererek destek olan kişilere vefa borcunu ödemek için harekete geçti.
Kanser sürecinde tanıştığı Kansersiz Yaşam Derneğinde gönüllü olmaya karar veren Gülfidan, hastalıkla savaşan çocuklar için düzenlenen etkinliklerde yer almaya, hazırladığı hediyelerle onları ziyaret etmeye, boş vakitlerini çocuklarla geçirip moral vermeye başladı.
Suat Sualp Gülfidan, aynı serviste tedavi görürken kaybettiği yakın arkadaşının, tedavi gören çocukların hayallerini gerçekleştirmek için "kansersiz yaşam çocuk komitesi" kurma hedefini de yerine getirmek için girişimlere başladı.
HASTALIKLA SAVAŞIRKEN, KANSER TEDAVİSİ GÖREN ÇOCUKLAR İÇİN ETKİNLİKLER YAPTILAR
Gülfidan, yaptığı açıklamada, tedavisi sürerken kendisi için yapılanların, maddi, manevi ve psikolojik desteğin göz ardı edilemeyecek şeyler olduğunu belirterek, "Benim de hedefim ihtiyacı olanlara aynı şekilde destek olmak. Aslında vefa borcu. Onların buna ihtiyacı olduğunu biliyorum." dedi.
Tedavisi sürecinde hastanede kanser hastası yaşıtlarıyla yakın arkadaşlıklar kurduğunu aktaran Gülfidan, "Arkadaşlarımın değeri çok fazla. Serviste, farklı kanserlerle savaşan 8 yakın arkadaştık. Saniye, Yunus Emre, Beytullah, Sema, ben ve 3 arkadaşımız daha vardı. Son zamanlarda kendi aramızda neden 'kansersiz yaşam çocuk komitesi' olmasın, diye konuşuyorduk. Böyle bir grup kurmuştuk arkadaşlarımızla. Kanserle savaşan çocuklar için etkinlikler yaparak tedavilerine katkı vermeye çalıştık." diye konuştu.
"ÇOCUKLARIN HAYALLERİNİ HAYATA GEÇİRMEYE ÇALIŞACAĞIM"
Beytullah'ın, bu girişimin komite haline gelerek devam etmesini istediğini aktaran Gülfidan, şöyle devam etti:
"Yaptığımız şeyin 'kansersiz yaşam çocuk komitesi' olarak sürdürülebilir olmasını istiyordu. Hayatını kaybeden arkadaşım Beytullah, tedavi sürecinde çocuklar için sürekli üretiyordu, hiç durmuyordu. 'Hastanedeki diğer arkadaşlarımız için neler yapabiliriz?' diye düşünüyordu. Onun sayesinde çocuklar için bir şeyler yapıyorduk. Kaybettiğim 7 arkadaşımın anısını yaşatmak için hedefim çocuk komitesini hayata geçirmek. Çok yakın 8 kişiydik, onların anısını bu şekilde devam ettirmek, sürdürmek istiyorum. Kanseri atlatanlar, bu hastalıkla savaşanları neyin mutlu ettiğini çok iyi biliyor. Bu komite kapsamında hastane ziyaretleri yaparak, çocukların neyle mutlu olabileceğini, onlar için neler yapabileceğimizi düşünüp, onların hayallerini hayata geçirmek istiyorum. Bir çocuk bir şey istediğinde maalesef hastanede bunu dile getiremiyor. Maddi, manevi, psikoloji tabii bu yönde etkili oluyor. Bu kurulacak komiteyle o çocukların hayallerini hayata geçirmeye çalışacağım."
"YAN YANA SIRALANMIŞ ALTI HARFTEN Mİ KORKACAĞIZ"
Gülfidan, komite projesinin yanı sıra vefat eden arkadaşlarının anısını yaşatmak için boş zamanlarını kanser tedavisi gören çocuklarla geçirdiğini belirterek, onlar için düzenlenen etkinliklerde oyunlar oynadığını, hediyeler hazırlayıp çocukları hastanede ziyaret ettiğini, bazen birlikte futbol maçı izlediklerini, şarkılar söyleyip moral vermeye çalıştığını dile getirdi.
Suat Sualp Gülfidan, "Bize hastalık dönemimizde gönüllü abilerim, ablalarım ne yaptıysa kanser hastası çocuklara aynısını arkadaşlarımın anısını yaşatmak için yapmaya çalışıyorum. Bir mottom var, 'Yan yana sıralanmış altı harften mi (Lösemi) korkacağız?'. Birçoğuna bunu söylediğimde yüzünde ufak da olsa tebessüm oluşuyor. Orada zaten beni anlıyorlar. Bunu onlara söyleyip umut aşılayıp korkmamalarını, pes etmemelerini istiyorum." ifadelerini kullandı.
Kemoterapinin etkisiyle saç ve kirpiklerin dökülmesi sonucu, çocukların dışarıda bu şekilde görünmek istemediğini anlatan Gülfidan, şunları kaydetti:
"Onları ziyaret ettiğimde hastayken çekilen fotoğraflarımı gösterip, benim de saçımın, kirpiğimin döküldüğünü, zayıfladığımı anlatarak, elimden geldiğince motive etmeye çalışıyorum. Bir etkinlikte çocuklara moral konuşmam olmuştu, 7-8 yaşlarında bir çocuk yanıma geldi, diz çöktüm. 'Bizim için düşündüğün şeyler için çok teşekkür ederiz, iyi ki varsın' diyerek boynuma sarıldı. Bu hayatım boyunca unutamayacağım bir an. O ufacık çocuğa umut olabilmek, hissettirebilmek gerçekten güzel bir şey. Elimden geldikçe onlara umut olmaya çalışıyorum. Hayata tutunsunlar, sevsinler, pes etmesinler, savaşsınlar. Ben o hastalığı yaşamasaydım böyle bir dernekten haberim olmayacaktı, nasıl işler başardığını, güzel kalplere dokunduğunu bilmeyecektim."